7.10.2015

ANNELER SAKİN

Evde ya da işte hepimiz yoruluyoruz. Bazen çocuklara tahammül gücümüz azalıyor. Şikayet etmenin, dertleşmenin dışında çocuklarına sürekli bağırdığını anlatan anneler duyuyorum, okuyorum. Hiç biri halinden memnun değil ama yine de bu durumu kabullenmişler. Sanki hayatlarındaki zorlukların sonucu çocuğa şiddetmiş gibi. Bir sakin olalım.

Hiç birimizin hayatı kolay değil. Ama hayatımızdaki hiç bir zorluğun, derdin sorumlusu çocuklarımız değil. Bizim yorgunluğumuzun sonucunu ceza gibi onlar çekmemeli. Evet bazen uyumuyor, bazen yemek de yemiyor, yeni toplanmış rafları dağıtıyor, üstünü giymek istemiyor, bezini değiştirmeme izin vermiyor. Ama kimse anneliğin kolay olduğunu söylemedi. Onlar bebek, onların işi bu.


Bahanelere değil çözümlere ihtiyacımız var. Çok fazla şey sayılabilir. O' nun yardımcısı var. O' nun parası çok. Bir çocuğa bakmak kolay, benim iki çocuğum var. Ben çalışıyorum. O'nun çocuğu söz dinliyor, benim çocuğum yaramaz. Anneler bunun gibi kıyaslamalara girmeden, bahanelerin arkasına saklanmadan kendilerine uygun çözümler bulmalı. 

Sorun yaşayan anneler psikolog yardımı almalı. Uzmanlardan yardım almak pek tercih edilmiyor ya da erteleniyor. Ama hayatımızda çocuk varken böyle sorunları sadece kendimiz için değil çocuğumuz için de çözmek zorundayız. Çünkü bebeklerin, çocukların bakıma ihtiyacı var, annelerin de bu bakımı sağlayabilmek için sağlam durmaya ihtiyacı var. Aradaki fark anne gidip bu yardımı alabilir ama çocuklar anneye muhtaç.

Bazen kendimi tam bağımak üzereyken yakalıyorum ya da napıyorsun! diye sesimi yükseltmiş oluyorum. Ama bu ruh halim "hayır anneyi ısırmak yok" ya da "bak kızım buraya çıkamazsın gel balkona gidelim bakalım kedi gelmiş mi?" şeklinde son buluyor. Koşturmasının, dağıtmasının, düşmesinin, ağlamasının, isteklerinin doğal olduğunu kabul ettim. Zor zamanlarımız oldu ve geçti yine olacak. Bu güzel günlerimizi kaçırmamaya çalışıyorum. Onlar çocuk, kitaplar her zaman çözüm olmuyor. Kendi çocuğumuza uygun çözümleri bizim bulmamız gerek. Kurallara mı ihtiyacımız var, daha fazla ilgiye mi, oyuna mı, zamana mı? Neyse bulmalı, bulamayınca yardım almalıyız.

Bebeklerin dünyası da kolay değil. Her şey farklı, alışmaya çalışıyorlar, dertlerini anlatamıyorlar, keşfetmek istiyorlar ama ne doğru ne yanlış tam olarak bilemiyorlar bizi de deneyerek öğrenmeye çalışıyorlar. Anlayamadığımız bir derdi var ona ağlıyor ya da güzel dünyasında keşifler peşinde, ortada kızılacak hiç bir şey yok.

Küçüğü, büyüğü her yaşın ayrı bir güzelliği, ayrı bir zorluğu var. Önemli olan zorluklarla uğraşırken, güzelliklerini yakalamak. Derdimizi, yorgunluğumuzu; güzel, masum yüzlerine bakarak unutmak varken, çocuklarımızı dertlerimizin içine çekmeyelim. Büyüdüklerinde asık yüzlü, bağıran anneler hatırlamasınlar. Hatanın neresinden dönülse kar.
Sabrımızı en çok hak edenler çocuklarımız. Eğer sakinleşemiyorsanız bir mola verin, kahve molası değil eğlence molası, bebeğinizle çocuğunuzla koşturmaca, boğuşma molası, çok gülüp yorulana kadar. Sonra belki beraber bir uzanırsınız, belki 10 sn. :)


2 yorum:

  1. G. Çok çok güzel bir yazı. Kendimi bir süredir tutmaya çalışıyorum. Evet bende kendini tutamayan hatta destek olmayan kocaya hırsını çocuğundan çıkaran bir anneyim. Umarım kısa sürede ''anneydim'' diyebilirim. Bu kötü davranışımın geride kalmasını istiyorum. Çünkü daha çocuğuma kızarken yada canını acıttığım anda benim canım acımaya kendime kızmaya başlıyorum. Hiçbir şekilde isteyerek yapmıyorum. Kendime söz verdim hareketlerimi düzeltmek ses tonumu düzeltmek için. Arada kaçırdığım oluyor ama sanırım bisüre daha kendimle uğraşacağım. En çok tepkiyi küçük oğlumda hissediyorum. Babamız çocuklara karşı bana göre biraz daha sakin ve onlarla daha çok boğuşup oynuyor. Oğlum onu gördüğünde çıldırıyor kucağına alması için kahkalar vs. Bana gelmek dahi istemiyor. Kendimi değiştirmeliyim sakin olmalıyım. Dediğin gibi bahane çok bende sıralayabilirim istersen;
    sabah 8 de evden çıkıyorum akşam 8 de evdeyim. evin alışverişi (market, çocukların ve eşin giysileri evin ihtiyaçları) fatura takipleri bende . Ufaklığı akşam babaanneden almak bende yemek sorunu olan 4,5 yaşında aşırı duygusal ve işine geleni duyan çocuk bende ctesi akşam 5e kadar çalışan yine ben :) ama herşeye rağmen ne olursa olsun benim çocuğuma kızmaya yada canını acıtmaya hakkım yok. Ben ona kızarsam oda kızmanın normal olağan olduğunu düşünerek büyüyecek ve çevresine hep sesini yükselterek konuşacak. Ben oğullarımı böyle yetiştirmek istemiyorum!

    YanıtlaSil
  2. Gül teşekkür ederim. Aslında sen farkındasın her şeyin belki daha sık hatırlamak ve kontrollü olmak gerekiyor. Diğer rutin işleri düşünmeyi boş ver onlar mecburen devam edecek. Bence kendinle ilgili istediğin değişimleri yapmak senin elinde ve bunu halledeceksin. Başka bir odaya geç sakinleş. Oyunlarına dahil ol ya da bir oyun başlat. Eminim zamanla babalarına olduğu kadar sana da sevgilerini, sevinçlerini gösterecekler, daha rahat olacaklar ve sen de rahatlayacaksın.

    YanıtlaSil